Son zamanlarda Bulgaristan'daki tütün üreticileri, tütün alım kampanyasının geciktiği ve ürünlerinin ucuza alındığı gerekçesiyle çeşitli protestolar düzenliyor.
Bilindiği üzere Bulgaristan'da Türk halkı eskisi kadar olmasa da geçimini tütün üretiminden sağlıyor. Bu yıl tütünün kilosunun 5-6 levaya satın alındığını, geçen yılki fiyatın 6,5-7 leva olduğunu belirten üreticiler, geçen yılki fiyatları talep ediyor.
Bir yandan protestolar düzenlenirken, diğer yandan ise üreticiler tütünleri ucuza satmaya devam ediyor. Havanın sıcak gidişi tütünün kalitesini kötüleştiriyor ve bundan dolayı üreticilere tütünü satmaktan başka bir çıkış yolu kalmıyor.
Türk halkı, bu yıl tütünden daha fazla gelir elde edilecek diye her yıl yeni bir umutla üretimini sağlıyor. Umutlu bekleyiş, harcanan emek maalesef karşılıksız kalıyor.
Her yıl düşüş kaydeden tütün fiyatları, üretimi bitme noktasına getirecek ve bu durum halkımızın diğer Avrupa ülkelerine çalışmak için gitmesine bir sebep daha olacak.
Giderek pahalılaşan hayat ve giderek ucuzlayan emek, aileleri parçalamaya devam ediyor.
Hiç kimse bu halk nasıl geçimini sağlıyor, bu verilen üç kuruşla insanlarımızın karnı doyuyor mu diye sormuyor. Protestolar düzenlenmese halkın acısını kimse duymayacak.
Gerçi duysalar da bu durumda bir değişiklik görülmüyor, sadece medyalarda verilen vaatler ve destek satırları yer alıyor (... tütün üreticilerini destekliyor vs. gibi yazılar her gün manşet oluyor).
Üreticilere verilen sözler, umutlar ve destek göstergeleri bir balon misali uçup gidiyor. Geriye çaresiz halk ve karşılıksız emek kalıyor.
Bana, Bulgaristan'da şuan ki durumu üç cümleyle anlat deseler, "Tutulmayan sözler. Umutlu bekleyiş. Karşılık görmeyen emek." diye anlatırdım.