Yıl 2012! Her geçen gün hayat biraz daha değişiyor. Hal böyle olunca insanlar da buna ayak uyduruyor ve değişen hayatla birlikte insanlar da değişiyor. İnsanların en çok değişen yönleri muhakkak ki karakterleri, davranışları ve düşünceleri olarak sıralayabiliriz. Devamlı modernleşen hayatın kesinlikle bize ciddi anlamda etkileri bulunuyor. Öyle ki şu anda istediğimiz zaman istediğimiz kişiye, telefon, internet gibi iletişim araçları ile kolaylıkla ulaşmamız mümkün. Hiç kuşkusuz son yıllarda iletişim noktasında deyim yerinde ise patlama yapan internet iletişimi, şu anda vatandaşlar arasında en yaygın iletişim yöntemi olarak görünüyor. Herkes istediği kişiye internet aracılığı ile ulaşabiliyor. O yüzden de artık eskiden olan ve ilkel olarak görülen yerinde ziyaret son bulmaya başlamış olup, artık komşuya dahi misafirliğe internetten gidilir hale gelmiştir. Hiç şüphesiz internet çok önemli bir nimet olmasına karşın insanlar arasındaki bağı internet bağlantısı gibi bir bağ haline getirmiş durumda. Şunu görmemek mümkün olmasa gerek ki, eskiden birbirini seven iki genç birbirilerini ne kadar sevdiklerini söyleyebilmek için bazen günlerce sabretmek zorunda kalarak sevmek' sözünün değerini çok iyi bilmekte iken, şu anda sms yoluyla olsun, internetten yazışarak olsun günde çok sefer bu kelime kullanılmasına rağmen, eski değerini yitirmiştir. Böyle olunca eski ile günümüz arasındaki farkın ne olduğunu görmek pek de zor olmamaktadır. Bizler modern hayatı o kadar çok sevdik ki eskiden günümüze gelen birçok şeyi hayatımızdan sırf bize geri kafalı demesinler diye hayatımızdan söküp atmaktan çekinmedik. Günümüzde insanlar arasındaki ilişki genellikle menfaat ilişkisi konumundadır. Hiç kimse kimseye menfaati olmadığı zaman ziyaretine gitmemekte, onunla konuşmamakta, hatta karşıdakine selam dahi vermemektedir. Bir zamanlar normal bir vatandaş olan Hasan'ın oturup iki çift laf edecek dostu yokken, bir gün üst düzey bir makama gelince dostlarının aslında hiç de az olmadığını ortaya çıkmaktadır. Günümüzün en büyük sıkıntılarından biri ise maddiyata verilen önemin insana verilmiyor olması. Nerdeyse her gün haberlerde üç kuruş para, cep telefonu, bir kutu sigara için insanların canlarına kıyıldığını görüyoruz. Cebimizde para olmadığı zaman dünyamızın karardığını düşünüyoruz. Eğer çalışıyorsak sırf işimizi kaybetmemek adına, şerefimizi ve insanlığımızı kaybetmekten dahi gocunmuyoruz. Her geçen gün daha fazla korku ile yaşamak zorunda kalıyoruz. Kimimiz malımızı kaybetme korkusu ile kimimiz makamımızı kaybetme korkusu ile diken üzerinde yaşamaktayız. Fakat nerdeyse hiçbirimizin içinde, iyiliği, hoşgörüyü ve insanlığı kaybetme korkusun bulunmuyor olması ise çok acı. İnşallah bu sorunlar yakın gelecekte düzelir ve insanların aralarındaki samimiyet tekrar geri gelir.