Türk Dünyası denildiğinde ilk olarak akla Orta Asya Bozkırları, Altaylar, Tanrı Dağları,Yenisey Irmağı,Issık Göl, Manas, Orhun Abideleri, Balasagun, Kaşgar, Keşmir, Talas, Semerkant, Buhara, Hive, Taşkent, Almaata gelmektedir...
Türk Dünyası'nın kültürel ve manevi mimarları denildiğinde de en başta Dede Korkut, Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmud, Hoca Ahmet Yesevi, Ahmet Yükneki, Mevlana, Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Genceli Nizamî, Hacı Bektaşi Veli, Ahi Evran, Ali ŞirNevai, Fuzulî, Köroğlu, Karacaoğlan, Mirza FethaliAhundzade, Abay Kunanbayulu, İsmail Gaspıralı, ElekberSabir, Mehmet Âkif Ersoy, Ziya Gökalp, MağcanCumabayulu, Bahtiyar Vahapzade, Muhtar Avezov, Hüseyin Cavid, Ârif Nihat Asya ve Cengiz Aytmatov isimleriilk olarak akla gelmektedir...
Türk Dünyası'nın coğrafî sınırları bugün için Batı'da Balkanlardan başlayıp, Doğu'da Büyük Okyanus'a, Kuzey'de Kuzey Buz Denizi'nden başlayıp, Güney'de Tibet'e kadar uzanan yaklaşık 11.2 milyon kilometre karelik bir alanı kapladığı ifade edilmektedir...
Sovyetler Birliği'nin yıkılıpTürk Devletlerininbirbiri ardına bağımsızlıklarını ilan etmelerinin ardından Türk Dünyası'nınyeniden bir araya gelme fikri seslendirilmeye başlamıştır.
Türk Dünyasının stratejik ve akılcı bir biçimde bir araya gelerek ete kemiğe bürünmesindeşüphesiz en büyük pay Kazakistan Kurucu CumhurbaşkanıSayın Nursultan Äbişulı Nazarbayev'e aittir.
Türk Dünyasını oluşturan ülkelerin kültürel ve ekonomik işbirliği çerçevesindekurumsal yapıların ortaya çıkmasının mimarı da hiç kuşkusuz Sayın Nursultan Nazarbayev'dir.
Bu bağlamda Türk Dünyası'nda kurulan ilk resmi organizasyon merkezi Ankara'da bulunan Uluslararası Türk Kültürü TeşkilatıTÜRKSOY olmuştur. Türk Dünyası'nın UNESCO'su olarak kabul edilen TÜRKSOY, 1993 yılında, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanları tarafından imzalanan anlaşmayla kurulmuştur.
TÜRKSOY'un ardındanmerkezi Bakü'de bulunanTürk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 21 Kasım 2008'de ve merkezi İstanbul'da bulunanDevlet Başkanları seviyesindeki Türk Konseyi3 Ekim 2009 tarihinde imzalanan Nahçivan Anlaşması ilekurulmuştur.
2-3 Ekim 2009 tarihlerinde Nahcivan'da yapılan Türk Dili Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi'nde Türk Dilli Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin kurulmasını Sayın Nazarbayev teklif etmiş ve oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Türk Devlet Başkanları Zirveleri'nin tümüne katılan tek lider Sayın Nazarbayev'dir. Her Zirve'de ortaya koyduğu yapıcı öneriler ile Türk Dünyasına ciddi manada yön vermektedir.
Türk Dünyası içerisinde çatı kuruluşu Türk Konseyi, TÜRKPA,TÜRKSOY yanında resmi olarak kurulanmerkezi Astana'da bulunan TÜRK AKADEMİSİ ile merkezi Bakü'de bulunan TÜRK KÜLTÜR VEMİRAS VAKFI'da yer almaktadır.
Türk Dünyasının bir araya gelmesinde 1991'den buyana göstermiş olduğu üstün hizmetlerinden dolayı Türk Dünyası'nın Aksakalı NursultanÄbişulı Nazarbayev'dir. Türk Dünyasında 'Aksakal" sözü, akil, sözü dinlenen baş yönetici manasında kullanılmaktadır.
Sayın Nazarbayev,Kasım ayında yayınlanmış olduğu Büyük Bozkırın Yedi Yönü isimli makalesinde sadece Kazakistan vatandaşlarının tarihi ve ulusal bilincini uyandırarak pekiştirmeyi amaçlamamış bunun yanında tüm Türk Dünyasınınuyanarak bütünleşmesine de bir ivme kazandırmayı amaçlamıştır.
Büyük Bozkırın Yedi Yönü makalesi sadece geçmişe dair değil, Türk dünyasının geleceğine de ışık tutacak niteliktedir. Türkoloji çalışmalarının yıllardır ayrı ayrıele aldığı Türk tarihi ve kültürü çerçevesini, Nursultan Nazarbayev bir bütünlük içerisinde izah etmeye çalışmıştır
Sayın Nazarbayev, Büyük Bozkırın Yedi Yönü isimli makalesinde Türk kimliğine dikkat çekerek Türk Dünyasıyla olan bağların güçlendirilmesine yönelik önemli konulara dikkat çekmektedir.
Sayın Nazarbayev, Kazakistan Devlet Televizyonu'nda katıldığı bir programda "Büyük Bozkırın Yedi Özelliği" makalesini neden yazdığı kendisine sorulduğunda şöyle cevap verdi: "Bizim çocuklarımız Siz nereden çıktınız?' diye sorulduğunda doğru dürüst cevap veremiyor. Bizim büyük bir tarihimizin olduğunu gençlerimizin bilmesi gerek. Tarihimize bakarken Sakalardan başlamak gerek, Hunlardan başlamak gerek, ulu Türk dünyasından başlamak gerek! Bu makaleyi gençlerimiz bunları bilsin diye yazdım. Bizim büyük bir tarihimiz var. Tarihimiz derin. Tarihin derinliklerinden geliyoruz. Biz gökten düşmüş değiliz ki. Biz büyük boyların, büyük halkların, büyük imparatorlukların devamıyız, onların nesliyiz." biçiminde cevaplamıştır.
Sayın Nazarbayev, Büyük Bozkırın Yedi Yönü isimli makalesinde bir bakıma Türk Dünyasının mankurtlaşma tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekmeye çalışmaktadır!
Mankurtlaşma kısaca bireyin kendi öz kimliğinden uzaklaşması, içinde bulunduğu topluma yabancılaşması, sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşması olarak tanımlanmaktadır!
İşte Sayın Nazarbayev, Büyük Bozkırın Yedi Yönü isimli makalesinde özelde Kazakistan vatandaşlarına genelde ise tüm Türk Dünyası'na yaptığı uyarılarla Türk kimliğimize, tarihimize, köklerimize ve kültürümüze sahip çıkarak yeni nesilleri bu şekilde yetiştirmemizi öğütlüyor.
Sayın Nazarbayev,Güney Kazakistan eyaletine, tarihi adı olan Türkistan adını vermiş. Kril alfabesinden vazgeçerek latin alfabesine geçilmesi ve Kazakistan Meclisi'nde Kazakça dışında konuşulmasını yasaklayan cesaret isteyen tarihi kararların altına imza atmıştır!
Sayın Nazarbayev, dikkatle incelenecek olursa sadece Kazakistan merkezli bir politika izlemediği görülecektir. Sayın Nazarbayev, aynı zamanda bölgesinde ve dünyada barışı teşvik eden yapıcı bir dış politika izlemekte ve ihtiyaç duyulması halinde kritik süreçlerde arabuluculuk rolü üstlenmektedir.
Tüm taraflar kendisine büyük bir sevgi, saygı ve güven duymaktadır. Buna Aksakal kişiliğinin neden olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.
Sayın Nursultan Nazarbayev, Kazakistan'da halkın gelirini 16 kat artırmış.Kazakistan'a 320 milyar dolarınüzerindedış yatırım kazandırmayı başarmıştır.
Türk Dünyası'nın Aksakalı Sayın Nursultan Nazarbayev, kişiliği, liderliği, hayat felsefesi, ileri görüşlülüğü, taktik, stratejik ve gelecek vizyonu ile sadece Kazakistan'a değil aynı zamanda tüm Türk Dünyasına da önderlik etmektedir.
Sayın Nazarbayev, bugüne kadar hamasi ve teorik söylemlerden uzak durarak ayakları yere basan önerilerde bulunmuştur. Türk Dünyası bugün ete kemiğe bürünmüşse bundaki en büyük pay hiç kuşkusuz Sayın Nursultan Nazarbayev'e aittir.
Türk Dünyası'nın önce kültürel ardından da ekonomik işbirliği çerçevesinde kurum ve kuruluşlarının fikir babası da yine hiç kuşkusuz kendisidir.
Son olarak tüm Türk Dünyası'na seslenmek istiyorum; "Türklüğümüzü, çocuklarımıza ve bütün dünyaya öğretelim"diyen Sayın Nursultan Nazarbayev'i ve Türk Dünyası için bugüne kadar yaptığı büyük hizmetleri acaba ne kadar biliyoruz? Böylesine millî bir duruşu olan bu büyük devlet adamını Türk Dünyası yeterince tanıyor mu?
Türk Dünyası'nın birbirini daha iyi ve yakından tanıyabilmesi için bundan sonra neler yapılmalıdır? Türk Dünyası'nın en başta kültürel ve ekonomik işbirliğinin artırılması için bizler neler yapmalıyız? Türk Dünyasının kökleşip, gelişip, güçlenip ilerleyebilmesi için herkese büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Acaba bizler Türk Dünyası'nınkökleşip, gelişip, güçlenip ilerleyebilmesi için üzerimize düşenleri yeterince yapabiliyor muyuz? Yeri gelmişken son olarak bu konulara da değinmek istedim.
En son olarak, Türk Dünyası'nın Aksakalı Sayın NursultanÄbişulı Nazarbayev'e bugüne kadar Türk Dünyası için yapmış olduğu üstün hizmetlerinden dolayı sevgi ve saygılarımı sunar,kendisine teşekkür etmeyi borç bilirim...
Not; bu yazı Mart ayı başında Ulys dergisine hazırlanarak gönderilmiştir.
19 Mart 2019 günü beklenmedik bir karar ile 28 yıldır Kazakistan Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmekte olan Nursultan Nazarbayev görevinden ayrılacağını ve yerine Senato Başkanı Kasım JomartTokayev'i önerdiğini açıkladı.
Nazarbayev bundan 6 ay kadar önce anayasa mahkemesine devlet başkanı kendiliğinden görevini bırakırsa ne olur? Diye sormuştu!
Nazarbayev öyle sanıyorum ki görev başında iken ansızın ebediyete intikal etmesi durumunda Kazakistan'da kaotik bir süreç oluşmaması için böyle bir hamlede bulunmuştur. Allah Nazarbayev'e sağlık, sıhhat, güç, kuvvet, başarı ve uzun ömürler nasip etsin.
Kazakistan, Sayın Nazarbayev'le 28 yıldır görevde bulunduğu süre zarfında hem ekonomik, hem sosyal, hem siyasal, hem çağı yakalayabilme, hem de kültürel açılardan çok önemli kazanımlar elde etmiştir. Son 28 yılda bölgede kurmuş olduğu dengeler ile daima pozitif yönde ilerlemiştir.
Sayın Nazarbayev, 28 yıl içerisinde adım adım inşa ettiği Kazakistan'ın kendisinden sonra büyük çapta sorunlarla karşı karşıya kalmamasını istiyor. Bu nedenle de sağlığı yerinde iken kendiliğinden görevden ayrılan bir devlet başkanı olarak hem Türk Dünyasına örnek ve öncü olmak hemde Kazakistan'ın geleceğiyle ilgili olarak stratejik bir geçiş süreci planlıyor!
Türk Dünyası yazımda da belirttiğim üzere Nazarbayev'in görevde olduğu 28 yıllık süreçte ete kemiğe bürünmüştür. Bu bağlamda kurulan ilk resmi yapı olan Türksoy bu yıl 25'inci kuruluş yıldönümünü kutlamaktadır...
Sonuç itibarı ile Sayın Nazarbayev siyasetten çekilmiyor, bilakis ebedi lider olarak Kazakistan'ın kendisinden sonraki dönemini şekillendiriyor. Sayın Nazarbayev'in önümüzdeki dönem Türk Dünyası'na daha fazla zaman ayıracağını düşündüğümü de özellikle belirtmek isterim. Bu duygu ve düşüncelerle Sayın Nazarbayev'in kararının bütün Türk Dünyası'na hayırlı olmasını diliyorum.