"...Açılın, diz çökün, yerlere kadar eğilin, kurucu ortak geliyor. Çünkü bu memleket bir şirkettir.
Şahıs şirketinden, eğer adalet tecelli ederse limited şirkete, tek ortaktan, iki ortağa geçecektir.
Türk-Kürt ortaklığına. Büyük Türk medeniyetinin tek eksikiği Büyük Kürt medeniyetinin ortaklığıdır. Ondan sonra bizden daha demokrat başka hiçbir diyar olmaz dünyada. Temel ve asli unsurların, yani iki halkın tartışılmaz iktidarı ve rehberliğinde bir günde cennete döner memleket. Çingeneler, dinsizler, imansızlar, Arnavutlar, Lazlar, Çerkezler, Gürcüler ve sayıları milyonlara, tarihleri bin yıllara ulaşmayan kim varsa bu memlekette, bunların toplamına bundan böyle GÖÇMENLER diyebiliriz. Altı üstü göçmen işte...
Gelelim Arnavutlara, Çerkeslere, Boşnaklara, bu göçmenlerin ne işi var burada? Bu insanlar, bir imparatorluğun merkezine göç ettiler sayın Türk. Bu toprakları acımasızca Müslümanlaştırma projesinin, yani sizin de 'kurucu ortağı' olmaktan gurur duyduğunuz büyük projenin mahsulleridir onlar..."
Yukarıdaki görüşler 11 Ocak 2007 tarihinde çıkan Radikal gazetesi yazarlarından H.Gökhan Özgün'e ait. Türkiye'de, Kürtlerin Türklerle kurucu ortak olup olamayacağını konusuna gelince. Böyle bir hayal kurmaya da hiç gerek yok. Türklerle Kürtler yıllarca aynı bayrak altında yaşamaktadırlar. Amaçları, emelleri ve gelecekleri aynı noktada birleşmektedir. Başı sıkıştığı zaman Irak'ta hayal edilen topraklara sığınmayıp, İstanbul Ankara ve İzmir gibi kentlere göçeden Kürtlere ben şahsen "Türk milliyetçisi" derim. Bu insanların bu güzel ülkeyi sevmediklerini asla ama asla düşünmem. Türk medeniyetinin ortaklara ihtiyacı yoktur.
Türkiye'de Kürtlerle Türkleri ekonomi sahasına çekip, bu ülkenin kurulmasına ve daha sonra da kalkınmasına büyük hizmetleri geçmiş insanları düşük trendlerde göstermek, gerçekte kuru bir kafatasçı miliyetçiliktir. Sayın Özgün bu görüşleri savunmakta hürdür. Bu hürriyet, kendisine, bir Balkan kenti olan Selânik'ten gelip TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni kuran Mustafa Kemal Atatürk tarafından getirilmiştir. Biz bir Balkanlı olarak, Türkiye'ye ulusçuluk bilincini getiren bütün Balkan aydınları ve büyükleriyle gurur duymaktayız.
Sayın Özgün'ün göçmenleri aşağılayan ırkçı görüşleri ekonomiden sonra manevi sahaya da sarkmakta ve İslâmiyet sanki aşağılanmaktadır. Benim atalarım Batı Trakya (Genelde de Balkanlar'a) denen ve de her dönem sorunları olan bu bölgeye kendi istekleriyle yerleşmediler. Osmanlı döneminde belirli iskan politikaları sonucu bu topraklara göç ettirildiler. Neden biliyor musunuz? Balkanları "İslâmiyet'e açmak" için! Çünkü onlar Ortaasya'dan Horasan civarından göçeden ve İslâmiyet'i yaşayan gerçek Türk milliyetçileriydiler. Binbir türlü zahmetlere katlandılar; öldürüldüler, işkence gördüler, dövüldüler, kovuldular... Ama sonuçta Osmanlı'nın Balkanlar'a geçişini kolaylaştırdılar. İşte göçmenler bu insanların torunlarıdır. Çekilen bu kadar zahmetten sonra kendi Anavatanlarına ve de tabii ki imparatorluğun merkezine dönmeleri de en doğal haklarıdır. Yoksa onların ortaklık gibi saçma düşüncelerle alakaları yoktur.