1985 yılının, 22 Ocak'ı 23 Ocak'a bağlayan gecede, Turpçular (Orlâk) ve Kilikadı (Zırnevo) köylerinde isim değiştirmek için panzerlerin ve tankların sağır edici gürültüsüyle giren Bulgar askeri ve polisi, Türkleri evlerinden, çocuk ve yaşlı demeyerek, havanın eksi 18 derece soğuğunda köy meydanına toplayarak isimlerini değiştirmişlerdir. Direniş gösterebilecek kişileri de jiplere alarak karakol hücrelerine tıkmışlar, bazılarını ise Bulgaristan'ın farklı şehirlerine göndererek, taş ocaklarında yıllarca çalıştırmışlardır. Türk halkı bir anda neye uğradığını anlayamamış ve barbarca yapılan operasyona direniş gösterememiştir. Fakat bu alçakça, vahşice saldırı kalplerde derin acı bırakmış, Türk milletinin içinde bir kangren oluşturmuş. Millet tepkisini ancak 5 (beş) yıldan sonra Haklarının ihlâli ve bu Haklarının iadesi için ayaklandı ve geri aldı.
Sonuç olarak,
Olaylar Bulgaristan Türklerinin kalplerinde kırgınlık bırakmıştır. Bugün de acıların tedavisi kolay gözükmüyor. Asimilasyon politikası sinsi olarak tam şiddetiyle devam ediyor. Camilerimize saldırılar, okullarda Türkçe okutulmaması, Türkçe radyo yayınların yasaklanması, Türkçe gazete ve dergi olmaması gibi baskılar devam ederken, Türklere kamuda iş verilmemesi, yeni doğan Türk çocuklarına Bulgar ismi verilmesi gibi denemeler şiddetin kapımızda olduğunu hiç unutmayalım, uyanık olalım, tedbirli olalım, başımızı kuma gömmeyelim.
22 - 29 Ocak arasını "Kara ocak ayı günleri" olarak anıyoruz!
Mehmet ÖZGÜR - Ankara