İnsanoğlu yaratıldığı günden beri hiçbir zaman tek başına, kimseden yardım almadan hayat mücadelesi verememiştir. Her ne kadar bazıları 'benim bu hayatta kimseye ihtiyacım yok' dese de bu pek mümkün değildir. Örneğin dişimiz ağırsa diş doktoruna koşarız. Atalarımız ne demiş Komşu komşunun külüne muhtaçtır'. Artık 21. yüzyılda yaşıyoruz ve yardımlaşmalar artık tarifeli oldu. Biri birine farklı ücretler karşılığında yardım' ediyor. Eskiden sırf Allah rızası için yardıma koşan insanlar sanki o zamanda kalıvermiş. Bu zamanda eğer paran yoksa zor durumda kalmaya ve yardım istemeye hakkın yok. Bugün bir hastalık yüzünden hastaneye gitsen doktorlar ilk olarak sağlık sigortalarını ödedin mi diye soruyor. Eğer ödemediysen geldiğin kapıdan tekrar geri dönüyorsun. İnsanlar arasında yardımlaşma olmaması nedeniyle zor durumda olanlar daha güç durumlara geliyorlar. Günümüzde fakir-zengin olmak üzere iki grup insan topluluğu bulunuyor. Aslında bu eskiden de böyleydi, fakat fakirlere yardım eden zenginler daha fazlaydı. Bugün bakıyorsunuz zenginler milyonluk evlerde oturuyor, milyonluk arabalarda dolaşıyor, pahalı pahalı elbiseler giyiyor. Bu kadar varlıklı olmasına rağmen kapısına yardım istemeye gelen birine Allah versin' diyerek geri çeviriyorlar. Kapısına gelen birine yardım yapmayı kazıklanmak olarak gören zenginler, bir oto galerisinden kendisine milyonluk araba aldığında ise mutluluk duyar. Ne kadar da acayip bir durum değil mi? Bugün dünya üzerinde çok sayıda zengin insanlar olmasına rağmen Arfika'da açlıktan ölen insanlar görebiliyoruz. İşte burada yardımlaşmanın eksikliğini iyiden iyiye hissediyoruz. Bir takımdan başka takıma bir futbolcu transfer etmek için akıl almaz rakamlar ödendiğini görüyoruz. Bir futbolcu için verilen para eğer Afrika halkına verilse bugün orada açlıktan ölen kimse kalmazdı. Bizler bu durumlardan ders çıkartalım ve imkanımız doğrultusunda zor durumda olanlara yardım edelim. Unutmayalım ki yardımlaşma insanlar arasındaki dengeyi kurar. Tabi ki herkes belli bir yere kadar menfaatini gözetmelidir, fakat aşırıcılıktan olabildiğince kaçalım ve bazen etrafımızdakileri de görebilmeyi öğrenelim. Şunu unutmamak gerek, yarın bizlerin de ne durumda olacağımız meçhul.