CAMİLER HAFTASI DEYİNCE



Pazar, 14 Ekim 2012

CAMİLER HAFTASI DEYİNCEAhmet Hasan BAHADIR İslâm ve onun mensupları nezdinde özel bir konumu olan camiler, namaz ibadetinin bilfiil -ferdî ve toplumsal olarak- uygulamaya konulduğu mukaddes mekânlardır. Cami kavramı, kelime olarak arapça kökenli olup, toplayan, bir araya getiren anlamını taşımaktadır. Başlangıçta namaz kılınan yerlere "mescit" yani "secdeye varılan yer" denilirken, zamanla taşımış olduğu anlam hasebiyle daha ziyade " cami" tabiri kullanılmaya başlanmıştır. Böylece inananların topyekün ibadet ettikleri, sorumluluklarını öğrenip kulluklarını güçlendirdikleri mekânın adı olmuştur cami.

Cami ve mescitler namaz ibadetinin dışında sevmek, sevdirmek, paylaşmak, kullukta yükselmek gibi ahlâkî davranış ve tutumların topluma öğretildiği, keder ve kıvancın dostça paylaşıldığı yerlerdir. Yine bu anlamda camiler, beraberlik bilincinin sağlanması, müminler arasındaki sürtüşme ve sapmaların giderilmesi ve insanların selamet bulması bakımından mühim görevler üstlenen çok yönlü müesseselerdir. Dolayısıyla insanları mânen bilinçlendirme ve aydınlatma icraatlarında camilerimizin büyük katkıları olduğu muhakkaktır.

Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü'nün henüz yeni başlatmış olduğu "Camiler Haftası" faaliyetleri söz konusu mabetlerin icra ettikleri fonksiyonların etraflıca tanıtılması bakımından önemli bir adımdır. Bu faaliyetler hakkıyla yapıldığında yetişen gençliğimiz ve gelecek nesillerin dünya ve ukbâlarına ilişkin önemli mesajlar verecektir. Bunun yanında camilerimize yönelik problemlerin çözüme kavuşturulması ve bu ortamlara bir şekilde yabancı kalmış insanları buralara kazandırmak amacıyla Başmüftülüğümüz öncülüğünde yapılacak olan çalışmalar her halükârda faydalı olacaktır. Bu manada örnek vermek gerekirse; ezanların kulağa hoş gelmesi, vaizlerin çoğaltılması ve nasihatlerin daha geniş kitlelere ulaştırılması, camilerimizde memur veya tüccar zihniyetli değil, hizmete talip aktif imamların yetiştirilmesi, camiler bünyesinde küçük çaplı lokallerin oluşturulup buraların cazip hale getirilmesi gibi düzenlemeler yapılmak istenenlere ivme kazandıracaktır.

Dinimiz İslâm'ın, âlemlerin rabbi olan Allah'ı ta'zîm ve onun mahlukatına şefkatli davranmak olduğu, onda şuculuğa-buculuğa, bölücülüğe ve ayrımcılığa yer olmadığı, kardeşliğin tesisi için çalışıldığı gerçeğinin; camilerimizdeki hocalar! tarafından ince bir üslupla ifade ediliverse nice güzel tablolara şahit olacağız biiznillah. Öyle ya; Müslümanlar günde birkaç kez camiye toplanarak ayni ibadeti ifa eder, ayni duayı okur ve ayni yerde saf tutarak bütün hareketlerde aynîleşirler. Bu tablo bile onlar arasındaki sınıf, zenginlik-fakirlik, makam-mevki farklılıklarını ortadan kaldırmak için yeter de artar da.

Camilerimizin tam manasıyla fonksiyonlarını sürdürebilmeleri için en üst kademeden en alt kademedeki bütün Müslümanlara önemli vazifeler düşmektedir. Herkes elini taşın altına koyması gerekirken "birileri yapsın, biz hazıra konalım" mantığı müslümanca bir tavır olmaz. Evvel zamandan günümüze dek camilere devam eden müminler hep olmuştur. Onlar camide Yüce Yaratan'a yönelir, dinlerini öğrenir, iki cihan saadetini isterler. Günümüzde de bu uygulamanın devamı sağlanmalı, Müslümanlar camiye severek gittikleri gibi oradan çıkarken yine oraya özlem duymalılar.

Modern dünyada yozlaşan insanların, camiye yönelmeleriyle kalplerinin huzur bulması, gönüllerinin ferahlaması caminin eda ettiği görev açısından son derece manidardır. Yüce Allah Kur'ân'ında: "Dikkat edin, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur" (Ra'd/28) buyurmaktadır. Hâlik-ı Zü'l-Celâl'i camilerde topluca tek yürek halinde anmak müthiş bir huzur kaynağı olsa gerek. Gelecekte tıp doktorlarının ruhsal ve psikolojik travma müptelası olmuş kimselere cami ve namaz merkezli bir hayatı önermeyecekleri ne malum? Dertli insanlar kapı kapı çare ararken, sekînet kapısı olan namaz kapısını çalmayı niye düşünmezler? Ondan daha güçlü bir tedavi yöntemi var mıdır? 1500 sene önceden bugüne nice insanlar namaz doktorunda tedavi oldular ve olmaya devam edeceklerdir.

"Camiler Haftası"nın içi boş bir slogan olarak kalmamasını temenni ederken, öyle ümit ediyoruz ki bu mevzu köy ve kasabalarımızda yetkili ve etkili kardeşlerimiz tarafından başta camilerin rolü, toplumsal hayata, kardeşliğe, birlik ve beraberliğe, çevreye ve insanlığa katkıları anlatılacaktır. Zamanla bu çerçevede muhtelif paneller de düzenlenecektir.

Müslümanların kardeşçe dayanışmaları ancak bir araya gelip kaynaşmalarıyla mümkündür. Cami ise bunu gerçekleştirecek en önemli çatıdır. Cami iman edenleri bir potada toplayarak aralarında zuhur eden çeşitli olumsuzlukları ortadan kaldırır. Bu hususta hepimizin üzerine düşen en önemli görev camilerin yapıcı/tamir edici vasfını korumak ve bu mekanların saygınlığına gölge düşürmemektedir. Konuya ilişkin Rabbimiz kelam-ı kadim'inde: "Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder" (Tevbe/18) buyurmaktadır.

"Camiler haftası münasebetiyle halkımızın, camilerin hayatımızdaki yerini ve önemini daha yakından kavrayacağını ümit ediyor, kutlanacağı haftanın hedefine ulaşmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Ayrıca camilere hizmet etmekten zevk alan, buraların inşası bakım ve temizliği noktasında gayret sarf eden bütün kardeşlerimi Allah, Cennet ve Cemâl'iyle müşerref kılsın diyorum.

Hizmetleriniz, hizmetlerimiz hep hayırlara vesile ola.......

YAZARIN DİĞER YAZILARI