BALKANLAR PARTİLER VE TÜRKLER -3



Perşembe, 16 Mart 2017

BALKANLAR PARTİLER VE TÜRKLER -3Metin EDİRNELİ
Azınlıklar ve Kültür
Azınlıklar açısından günümüzde yaşanan en büyük sorun, entegrasyon ile asimilasyon arasında sıkışıp kalmalarıdır. Hele hele çoğunluğun içinde bölük pörçük bir durumdaysanız ve birbirinizin varlığınızdan haberiniz yoksa ve dahası iletişim içinde değilseniz artık pençesinde olduğunuz şey entegrasyon değil asimilasyondur. Bundan sonrası, bunun olup olmayacağı değil sadece ne zaman ve nasıl olacağı meselesidir.
Avrupa'da ve Balkanlarda, yakın bir zaman sonra; eğer hemen önlem alınmazsa, Türklerin yaşacağı en büyük sorun bu olacaktır. Bu konuda en büyük sorunun yaşandığı ülkelerin başında da Bulgaristan gelmektedir. Türkçe eğitimin olmayışı, örgütlenme zayıflığı ve var olan derneklerin etkisiz oluşu bu konuda ciddi bir tehlikenin varlığını ciddi bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu konuda sadece Sofya'yı suçlamak, işi basite indirgemekten ve kendini masum göstermekten başka bir şey değildir. Daha doğru bir ifadeyle yapılan, topu taça atmaktır. Bu konuda öncelikli görev ve sorumluluk azınlık kurumlarına ve aydınlarına düşmektedir. Keza Sofya'nın sorumluluğu ortaya koymak da...

Türkçe eğitim ve kültür dernekleri deyip geçmemek gerek. Eğitim ve kültür sadece dil ve kimlik değil aynı zamanda sosyalleşmedir. Aynı kimlik ve kültürden olan insanların, özellikle de gençlerin bir araya gelip birbirini tanıması, birbirleriyle birliktelikler kurması demektir. Hele hele Varna, Rusçuk (Ruse), Burgaz, Sofya vb. gibi Türklerin az olduğu ve birbirlerinden haberlerinin ve aralarında iletişimin olmadığı büyük şehirlerde Türkçe eğitim ve tabana yayılmış kültür dernekleri, varlık ve sosyalleşme, birbirini tanıma açısından büyük bir nimet olmaktadır.

Bulgaristan komünist Partinin iktidarda olduğu 1946 ile 1989 yılları arasında eğitime ve kültüre büyük bir yatırım yapılmıştır. Ama ağırlıklı olarak Bulgar dili ile Bulgar kültürüne... O kadar ki, nüfusun çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Kırcaali'de Çitalişte'ye (Okuma Evine) bağlı 6 dernekten sadece Ömer Lütfi Derneği, Türk Kültürü ile ilgili olup ki, o da ancak Folklor (halkoyunu) ile sınırlıdır, diğer 5 tanesi Bulgarlara aittir. Çok Partili parlamenter sisteme geçildiğinde bu dengesizliğin giderilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir adım atılmamıştır. Dahası belediye kaynaklarından yararlanmada bile eşitsizlik devam etmektedir. Günümüzde Ömer Lütfi Derneği'ne yıllık 35 bin Leva verilirken Bulgar derneklerine toplan 450 bin Leva verilmektedir. Oysa yapılması gereken Türk derneklerinin sayısını da ve sağlanan olanakları da Bulgar derneklerinin seviyesine çıkarmaktır. İlçelerde de değişen bir şey yoktur. Kırcaali'de durum buysa, diğer şehirleri ve buradaki durumları varın siz düşünün...
Bugüne kadar olan olmuş... Bundan sonra yapılması gereken, bu eşitsizliği bir an evvel ortadan kaldırmaya çalışmaktır. 26 Mart 2017 tarihindeki seçim, bu konuda bir kırılma noktası, bir fırsattır. Yapılması gereken insanların oy verirken bu konuda hassas ve dikkatli davranması, akıllı ve mantıklı oy kullanmasıdır. Hele hele yerel seçimlerde yani belediye seçimlerinde bu, olmazsa olmaz olmalı, bu konuda sorumluluk almayan, söz vermeyen adaya oy verilmemelidir.
Son söz: Partiye veya lidere değil kendi geleceğinize oy verin...

YAZARIN DİĞER YAZILARI