OKULDAKİ ŞİDDETİN ÇÖZÜM YOLLARI



Cuma, 21 Ocak 2011

OKULDAKİ ŞİDDETİN ÇÖZÜM YOLLARIHaşim SEMERCİÜnlü Oskar Uayld demiş ki "Duvarlara konuşmayı seviyorum - sade onlar bana karşı koymuyorlar." Ben de diyorum ki, eğitimdeki problemler ne kadar da ilgisiz kalsa, onları gündeme getirmeye devam edeceğim.

Bu sefer okuldaki şiddeti kaleme almak istiyorum. Medyalarda tartışılan bir konu. Görüyoruz, duyuyoruz, ama katılmıyoruz. Sanki "Benim çocuğum işin içinde olmasın da, ne olursa olsun!" der gibi. Beni ısırmayan yılan bin yaşasın, dercesine. Hâlbuki günümüzde en çok konuşulan, tartışılan konuların başında "şiddet" geliyor.

Sebepler, sözde ayan. Herkes bir sebepler öne sürebiliyor. Bence öne gelen sebepler şunlardır: kontrol eksikliği, ailedeki şiddetin etkisi, bilgisayardaki "oyunlar", çocuklara fazladan verilen serbestlik, yanlış anlaşılan demokrasi vs. Ne var ki, herkes başkalarını suçluyor. Kimse suç üstlenmiyor. İşte bu, sorumluluktan kaçmak oluyor.

Şiddet olayında kahramanlar belli, sebepler de belli denilebilir. Ama en önemlisi, çözüm üretmekte, çözüm bulmakta zorlanıyoruz.

Okul dediğimizde akıla ilk gelen kavramlar eğitim ve öğretimdir. Ne var ki, o kavramlardan öğretimi ön plana çıkarıyoruz, eğitim ise ihmal ediliyor. Çocukların beyinlerini bilgiyle doldurmak istiyoruz. Bilgi sınavlarında başarılı olanlara "iyi" öğrenci diyoruz. Ama böyle düşünmekle şiddeti önlemede katkı yapamıyoruz. Ve ne oluyor? Bilgiyle doldurmak istediğimiz beyinlerle, sevgiyle dolduramadığımız gönüller arasında bir çatışma yaşanıyor. O çatışma dışa yansıdığında "şiddet" adını alıyor.

Bir öğretmen olarak, böyle bir sonuca varıyorum: bilgili, fakat eğitimsiz insanlar yetiştiriyoruz. Aslında görevimiz, eğitimli ve bilgili insanlar yetiştirmek olmalı. O edinilen bilgiler geçici oluyor. Okul bittiğinde çoğu unutuluyor. O zaman ne yapmış oluyoruz? Eğitimini ihmal ettiğimiz çocukların bilgileri de unutulduğunda, hem eğitimsiz, hem öğretimsiz gençler yetiştirmiş oluyoruz. Aslında eğitim daha kalıcı olabilir.
Buraya kadar söylenenler için, okuyucular bana da diyebilir "İşi lafa gördürüyorsun, hani senin önerilerin nerede?" diye. Evet, şiddete çözüm aramak yolunda bu sefer daha çok ana babaların dikkatini çekmek istiyorum.

Her okulda encümenlikler var. Onlar pek kullanılmıyor. Aslında onların arabuluculuğu ile ebeveynler okul işlerine karışabilirler. Fikirlerini okula yardım için gönderebilirler. Okulla ortaklaşa projeler çizebilirler.

Her şehirde ODK denilen Belediye Çocuk Merkezleri var. Onlar yeter derecede kullanılmıyor. O merkezlerde her çocuk yeteneğini geliştirebilir - müzikte, resimde, edebiyatta, fotoğrafçılıkta, gazetecilikte ve çeşitli spor dallarında. Ana babalara ve öğretmenlere ufak, ama önemli bir görev düşüyor - çocukları yönlendirmek. Aynı dersler büyük okullarda da var. İlgilenen çocuklar okulun içinde de bulabilir boş zamanlarını geçirmek için ilginç eğlence.

Şiddeti önlemek, bir üçlüye düşüyor. Üçlünün adı: toplum, okul ve aile. İşte bu üçlü birlik olursa, o şiddet denilen dehşetin önüne durabilir. Nasıl mı? Öneriler bitmedi. Çıkış yolu olarak birinci sıralarda bulunan bir yol var. O yolun adı spor salonu, o yolun adı spor sahası. Çocukları kahvelere değil, sokakta başıboş dolaşmaya değil, bilgisayarın başına değil, spor yapmaya gönderebilirsek, onlara sporu sevdirebilirsek, işte o zaman başarılar geç kalmaz. İşte o zaman şiddetin yerini spor alabilir. Sözünü ettiğimiz üçlü, çocuklara bu yolu tutturabilirse, görevini yerine getirmiş olur.

Çözümleri kavgada değil, diyalogda; nefrette değil, sevgide arayan gençler yetiştirelim. Arkadaşlarının yaptığı yanlışlara seyirci kalan, gördüğü kavgalardan zevk alan çocuklarımızı sporla yola getirebiliriz. Hem yanlışları yapanları, hem seyirci kalanları. Hepsinin içlerindeki enerjiyi kavgada değil, sporda çıkarttıralım.

Belediye Çocuk Merkezlerinden başka, okullarda da çeşitli spor kulüpleri var. Şiddeti önlemek isteyen ana babalar, bu yönde ilk adımını kolayca atabilir. Akşamları eve toplandığınızda çocuğunuza sorun, herhangi bir spor dalına yazıldın mı, diye.

İsterseniz, spor konusunda bir diyalog kurabilirsiniz.


YAZARIN DİĞER YAZILARI