Yardımlaşma ve dayanışma dini İslam



Çarşamba, 01 Ağustos 2012

Yardımlaşma ve dayanışma dini İslamBeyhan MEHMETMuhterem din kardeşlerim!

Yüce Allah'ın insanlığa gönderdiği son, evrensel dinin temelinde " yardımlaşma ve dayanışma" mevzuu ayrı bir öneme sahiptir. Nitekim Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de "İyilikte ve hayırlı işlerde birbirinizle yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın- birbirinizi uyarın" buyuruyor. Esasen İslam toplumu " hayırlı bir topluluk olarak telakki ediliyor, iyiliği emreden, her zaman haktan ve adaletten yana yer alan, kötülüğü yasaklayan ve işleyenlerini eliyle, diliyle uyaran- olmadı kötülük işleyen adına buğuz eden". Müslüman, Yunus Emre misali " Yaratandan dolayı yaratılanı sever", "büyüklere saygı, küçüklere sevgi ve ilgi gösteremeye çalışır".

Aslında cennet'in en önemli anahtarlarından biri şüphesiz ki " Uhuvvettir"(İslam kardeşliği). Nitekim Rahmet elçisi (s.a.s) " İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi din kardeşi olarak sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız" buyurur. Müslüman'ın duyarlı bir insan olması gerektiğini de "" Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" ilkesiyle komşu hakkının önemini, ve özelliklede ihtiyaç sahibi insanlara yardımcı olmanın önemini vurguluyor Peygamberimiz (s.a.s).

Muhterem Kardeşlerim!

Peygamberimize nübüvvet mührü verilmeden önce ( peygamber olarak gönderilmeden evvel) Mekke toplumuna cahiliye dönemi denir, İslam literatüründe. O döneme ait bir söz vardır " Zalim de olsa, mazlum de olsa kardeşine yardımcı ol" - peygamberimiz yıllar sonrasında bu sözü telaffuz ettiğinde, sahabe efendilerimiz ( peygamberimiz döneminde yaşayan - örnek nesil) ya rasülallah bu söz cahiliye dönemine ait değil miydi? Biz bu sözü nasıl algılayalım? Diye meraklarını ve hayretlerini dile getirdiler. Efendimiz (s.a.s) "Zalimin zulmüne engel olun! Mazlumu teselli edin ve yardımcı olun" buyurdular. Toplumdaki olumsuzluklar karşısında" bana ne denmemeli, bana dokunmayan yılan bin yaşasın" yaklaşımları sergilenmemeli! Her bir insan toplumun önemli bir bireyidir! Ayrıca her bir insan küçük bir kainattır! Yardımlaşma ve dayanışma denildiğinde nedense akla hep maddi yardım gelir! Oysa eskiler, eskimeyen sözlerinde ne güzel beyan etmişler " bir kişiye balık tutmasını öğretmen, ikram etmenden daha hayırlıdır".

Ayrıca yaşama azmini yitirmiş bir insanı teselli etmek, yolunu kaybetmiş olana yolunu tarif etmek, dertli birini motive etmek, hastaya moral depolamak.. maddi yardımlardan, daha deruni yardımlardır! Peygamber efendimiz (s.a.s) " Bir müslüman kardeşinin yüzüne tebessüm etmen dahi senin için sadaka sevabına vesiledir" buyuruyor. Maddi yardımlara gelince: "Allah adına zekatlarınızı vererek arının ayeti gereğince" Ramazan ayında zenginlerin - ihtiyaç sahibi insanlara yönelik verdikleri zekat ( malın 40/ 1). Yine ramazanda her bir fert , zengin - fakir fark etmez - kendisinden daha fazla ihtiyaç sahibi olarak nitelendirdiğine" sıhhat ve afiyette" olduğu için fitre verir, kişi başı - 4 leva. Geçerli sebeplerle oruç tutamayan ( aşırı yaşlılık, hayatı boyunca ilaca bağımlı bir hasta) tutamadığı günler için fidye verecektir. Bir fidye eşittir fitrenin miktarı 4 leva.

Tabii sıhhati yerinde olan bir kişinin oruç tutamadığı günleri varsa, o kazasını yapacaktır. Kurban bayramında da kesilen kurbanın 3/1 ihtiyaç sahiplerine dağıtılır.

Zenginlik ve fakirlik Allah tarafından imtihan maksatlı verilen iki zıd durumdur! Zenginin infakı
(Allah adına fakirleri gözetmesi) ve şükrü, fakirin ise sabrı ve tevekkülü önemlidir. Peygamberimizin öğretilerinden bir tanesi de " kişi kendisi için istediğini, kardeşi için de sevip istemedikçe, gerçek manada iman etmiş olmaz" kendimiz için ne istiyoruz? Allah'ın sevdiği kullardan olmak, sıhhat ve afiyet nimetinden faydalanmak, hayırlı bir ömür sürdürmek, faydalı bir ilim tahsil etmek... ve özellikle yarın cennette Peygamberimize (s.a.s) komşu olmak! Değil mi?

Benim de Sizler için dilek ve dualarım o çerçevededir!
Kalbi saygı ve dualarla

Beyhan MEHMET/ Kırcaali Müftüsü

YAZARIN DİĞER YAZILARI