Muhterem dostlar!
Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü, 23- 30 Kasım 2014 tarihlerini " Yetimler Haftası" olarak belirledi.
Bu doğrultuda, Bulgaristan'ın genelinde yapılacağı gibi, Kırcaali Müftülüğümüzün hizmet sahasında da,
28.11.14 Cuma günü yetimlerle ilgili vaazı- nasihatler edilecek, Hutbeler okunacak. "Yetimhaneler ziyaret edilecek" , çocuklara hediyeler takdim edilecektir.
Başmüftülük " Sosyal Hizmetler" dairesi şu an Bulgaristan genelinde 80 yetim çocuğa yardım elini uzatıyor. Duyarlı halkımızın katkılarıyla bu sayıyı arttırmak, daha fazla yetimi tespit ederek, Allah adına kendilerine yardımcı olmak gerekiyor. Bu niyetle, Cuma namazına müteakip bütün camilerimizde yardım toplanacaktır. Mevla'm, yardımlarınızı kabul buyursun. Yürütülen kampanyalarda mümkün mertebe şeffaf olmaya çalışıyoruz, duyarlı halkımızdan alınan katkıların miktarı, bağış sahibinin adı soyadı, Cuma sergisinde köy veya kasabada elde edilen miktar, Müslümanlar dergisinde özel bir ek dergi ile bildiriliyor.
Kıymetli Kardeşlerim!
Yetim denilince, İnsanlığın Efendisi, Son peygamber Hz. Muhammed Mustafa'nın da yetim olduğunu hemen hatırlıyoruz. Babasız büyümenin, anne sevgi ve şefkatine doyamamanın elim ıstırabını, en iyi Peygamberimiz (s.a.s) bilse gerek!
Biliyordu bundan dolayı, ilahi öğreti ile yetimleri sahipleniyordu Kainatın Efendisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s). Mevla'm Müslümanın miracı olan Namazı, " çirkin ve münker işlerden alıkoyar" şeklinde ifade eder ve Maun suresinde Namazlarından ruhani ve manevi nasiplerini alamayanlara yönelik " Ey insan görünüşte namazı kılan, ibadetlerini yerine getiren fakat ahlaksız, kişiliksiz, saygısız ve merhametsiz tavırlarıyla cenneti, cehennemi ve hesabı yalanlayanın kim olduğunu bilir misin? İşte odur Yetimi itip kakan ve yoksulu doyurmaya gayret göstermeyen, insanları böyle iyiliklere teşvik etmeyen. Öyleyse, yazıklar olsun böyle namaz kılanlara. Kıldıkları namazın ruhundan ve hedefinden habersiz, ibadetin kişiye kazandırdığı üstün ahlaki vasıflardan gafil olan, insanları aldatmak için ibadeti gösteri haline getirerek veya Allah'tan başkalarını memnun etmek için ibadet ederek gösteriş yapan ve en ufak bir iyiliğe, yardıma engel olanlara yazıklar olsun, buyurulur.
Kıymetli Kardeşlerim!
Kur'an-ı Kerimde onlarca ayette Namazın farziyeti, hikmeti, saadet sekine ve arınma vesilesi oluşu, hassaten Allah'ın rıza ve lütfuna götüren hidayet yolu oluşu ifade edilirken, maun suresinde namazın ruhuna uygun kılmayanların, toplumsal sorumluluklarına dikkat etmeyenlerin hazin halleri ifade edilir.
Dolayısıyla,
Namazı ikame etmenin, sorumluluk bilinci ile hareket etmenin, yetimleri gözetmenin, fakir fukaraya yardım eli uzatmanın ve özellikle de onları motive etmenin, hayır işlemeyi teşvik etmenin, erdemi ve ahlakı Hamidiye'yi inşa etmenin önemini öğreniyoruz.
Öyle ya, günde beş kez Allah'ın huzuruna duran ve namazını kılan bir Müslüman, yalan söyleyebilir mi? Bir başkasının kötülüğünü düşünür mü? Onu incitir mi? Tabii ki hayır!
Hak adına, halkı seven bir izan ( düşünce ve algı) ile hareket eder Müslüman.
Kıymetli Kardeşlerim!
Asrı Saadette Hz. Peygamber (s.a.s) Yetimleri, garipleri ve kimsesizleri sahipleniyordu, onlara eğitim imkanı sağlıyordu... "Ashab-ı Suffa" diye meşhur Peygamber efendimizin tabir caizise kurduğu Üniversitede... Ellerinden tutarak "Allah'ın rızası doğrultusunda, Kur'an ve Sünnet ikliminde hayatı öğretiyordu, bilinçli kılıyordu, dünya hayatının geçiciliğini, ahiret yurdunun baki olduğunu öğretiyordu...
Ve şöyle buyuruyordu "Kalbinin yumuşamasını ve hacetinin görülmesini sever misin? Yetime merhamet et, onun başını okşa ve ona yediğinden yedir. Kalbin yumuşar ve hacetine erişirsin".
Kıymetli Kardeşlerim! Peygamberimizin yetimlere karşı olan ilgi ve alakasını şu hadise ile hatırlayalım:
Peygamberimiz (s.a.s) bayram gününde yırtık ve yamalı elbiseleriyle boynunu bükerek bir kenarda üzüntülü olarak duran ve avuçlarıyla yüzünü kapatıp ağlayan bir kız çocuğunu görür. Onun bu halini görünce yanına gidip, şefkatli sesiyle "Yavrucuğum! Bu bayram gününde niçin ağlıyorsun? Diye sorar: " Çocuk "Başını kaldırmadan ve soruyu soranın kim olduğuna bakmadan konuşmaya başlamış: "Babamı hatırladım, bu yüzden ağlıyorum... Geçen bayram bizimleydi, şimdiyse artık yok, şehit oldu. İnsan böyle yetim kalınca elbette ağlar".
Bunları duyan peygamberimizin yüreği sızlamış. Küçük kızın başını okşayarak şöyle demiş: "Sil gözünün yaşını yavrucuğum. Kaldır başını, bak sana ne diyeceğim... İster misin, senin baban ben olayım?... Fatıma, ablan, Ayşe de annen olsun... Bu teklifime ne dersin?". Çocuk bu teklife "evet" demiş.
Peygamberimizin evinde her türlü bakımı yapılan çocuk sokağa mutlu ve motiveli olarak çıkmış.
Muhterem Müslümanlar!
İhtiyaç sahibi nicesi yetimler var, gelin hep beraber Allah adına onlara "Yetimler Haftası" kampanyası çerçevesinde yardımcı olalım, yüzlerini güldürelim, ellerinden tutalım, yön verelim, motive edelim.
Veren el, alan elden hayırlıdır hadisiyle hareket edelim.
Kalbi Saygı ve Sevgilerle.
Beyhan MEHMED / Kırcaali Müftüsü