‘HEP BANA, HEP BANA' DEĞİL, ‘HEM SANA , HEM BANA!'



Pazartesi, 23 Temmuz 2007

‘HEP BANA, HEP BANA’ DEĞİL, ‘HEM SANA , HEM BANA!’İbrahim BALTALI T.C. Ziraat Bankası'nın Atina ve Gümülcine'ye iki şube açması geçtiğimiz günlerde resmen onaylandı. Ziraat Bankası dünyanın sayılı bankaları arasında yer almaktadır. Yurt dışında elliye yakın şubesi bulunmaktadır. Türkiye için stratejik niteliği olan bir bankadır. Bu büyüklükte bir bankanın Balkanlar'a da açılmasının altında başka şeyler aranmamalıdır. Zamanımız küreselleşme çağıdır. Teknoloji sınırları yıkalı epey zaman geçti. Bunu bazılarının artık anlaması gerekmektedir. Anlaşılması gereken komşuların artık birbirlerine muhtaç olduklarıdır.

Son yıllarda Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacmi epey bir artış gösterdi. Türkiye'nin Yunanistan'a ihracatı artarken, Yunanistan'ın Türkiye'de yaptığı yatırımlar da çoğaldı. Türkiye ile Yunanistan arasında varılan bir anlaşmaya göre ülkemiz elektriği de Türkiye'den alacak. Doğalgazdan sonra önemli bir anlaşma sayılır. Öte yandan Finasbank'ın Ethniki'ye satılması ve başka bir bankanın da satışının yolda olması önemli gelişmelerdir. İki ülke arasında büyük ölçekli yatırımların yanısıra küçük bazı yatırımlar da dikkat çekmektedir. Bir çok Türk şirketinin B.Trakya'ya bayilikler vermesi, temsilcilikler oluşturması; öte yandan Sakız adasından bir işadamının İzmir Kordonboyu'nda adanın geleneksel ürünü sakızı pazarlaması ve soğuk kahve olarak bilinen ‘Frape'yi Tür insanınma sunması önemli gelişmelerdir.

Yukarıdaki gelişmelerin ışığında Ziraat Bankası da Yunanistan'a şube açmaya karar vermiştir. Yunanistan yasalarına göre bir yabancı banka önce Atina'ya şube açmak zorundadır. Alına son haberlere göre Ziraat Bankası'nın Atina ve Gümülcine'ye şube açması onaylanmıştır. Ancak Gümülcine'deki fanatik ve de bu yolla kendilerine okuyucu bulan gazeteler bir bardakta fırtınalar koparmaya çalışmaktadırlar. ‘Türklerin paraları ve mal varlıkları bu bankaya aktarılacak' gibi asılsız ve zayıf görüşleri halkımıza benimsetmeye çalışmaktadırlar. Finansbak İstanbul'daki Rumların yatırımlarını ne derece Yunanistan'a yönlendirebilirse, Ziraat Bankası da ancak o kadar Batı Trakya Türklerinin yatırımlarına yön verebilir.

Yunanistan'la Türkiye arasındaki ticari ilişkiler, nüfusu ve ülkelerin kalkınmışlık dereceleri gözönüne alındığında ibre Yunanistan'dan yanadır. İki ülke daha fazla işbirliğine gitmeli ve ticari denge sağlanmalıdır. Örneğin büyük Türk şirketleri Gümülcine Sanayi Bölgesi'nde atıl durumda bulunan ve çürümeye terkedilen bir çok fabrikayı tekrar faal duruma sokabilirler. Bu durum herkesin yararına olacak ve bölgemizdeki işssizliğe de bir çare olacaktır.

Günümüzde keseri hep kendinden yana çevirip, ‘hep bana, hep bana' değil, ‘hem sana , hem bana' görüşleri benimsenmelidir. Çağımız bölgesel değerleri adil bir şekilde paylaşma devridir. Her ülke zamanımız koşullarında yalnız yaşayamayacağının artık farkına varmıştır. Ancak ne yazık ki bazı fanatik kesimler, kendi şarkılarını söylemeye devam ediyorlar. Ancak bilinmelidir ki onların şarkıları kulağa hoş geliyor, fakat çağımızın gerçekleri karşısında pek de önemsenmiyor.'

YAZARIN DİĞER YAZILARI