Şeyh Edebali’nin dediği gibi “Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez. Geçmişini iyi bil ki, Geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.”
Geçmişini bilmeyen bugününü anlayamaz ve yarınını kuramaz. Biz geçmişimizi iyi biliyoruz, ancak bugünümüzü anlıyor ve yarınımıza iyi adım atmayı biliyor muyuz? Demokrasinin getirdiği özgürlüklerden birçoğumuz, ortak refah ve mutluluk için yararlanırken, bir kesim ne yazık ki bu tür özgürlükleri kötüye kullanmayı hedefler.
Demokrasinin gelmesiyle maalesef son bulmayan, Avrupa’nın en eski hastalığı olan ırkçılık, ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük dönem dönem hala nüksetmekte. Hoşgörüsüzlüğün ve ayrımcılığın yaşandığı yakın döneme gitmek gerekirse, Bulgaristan’da yapılan son seçimlerin öncesinde neler yaşanmıştı hatırlayalım. Türkiye’den Bulgaristan’a düzenli sefer yapan 30’dan fazla otobüs ve onlarca otomobil, Kapitan Andreevo Gümrük Kapısında denetlenmek üzere yaklaşık 18 saat tutuldu. Hedef neydi peki, denetim mi? Bu sorunun cevabını sizlere bırakıyorum, çünkü herkes bu sorunun cevabını çok iyi biliyor. Yine aynı dönem yaşanan bir diğer haksızlık ise, seçimlere saatler kala Kırcaali’nin girişinde, Türkiye’den gelen otobüsler durdurulup Bulgaristan vatandaşlarının pasaport ve kimliklerini polis tarafından alınarak saatlerce bekletilip seçimlerde oy kullanamamaları amaçlandı.
Bu tür olaylar, Bulgaristan’da yaşayan Türk ve Müslümanlar olarak bizim demokrasiye ve onun güçlü kurumlarına karşı güvensizliğimize sebep olmamalıdır. Bu nedenle, ırkçılık ve hoşgörüsüzlük hareketlerinin hedefindeki bizler öncelikle kendi aramızdaki dayanışmayı güçlü tutmamız gerekmektedir. Doğru yollardan mücadele etmeliyiz ki, haklıyken haksız duruma düşmeyelim. Demokratik kurumları kullanarak bizlere yapılan tüm hoşgörüsüzlüğü yaşadığımız toplumun fertleri ile paylaşabiliriz. Eğer böyle hareket edersek ırkçı ve ayrımcı hareketleri durdurmak bizim elimizde olur. Haklı iken haksızlığa düşmememiz için demokratik ilkelerden asla taviz vermemeliyiz.
Yaşadığımız bu dönemde en güçlü silahımız medyadır. Bulgaristan’daki Türk ve Müslümanların sesini duyurmak, derdini anlatmak ve en önemlisi doğruyu yansıtmak çok önemlidir. Bu bağlamda Kırcaali Haber Gazetesi’nin yazı işleri sorumlusu olarak sadece Bulgaristan’da yaşayan Türk ve Müslümanların değil, tüm dünyadaki Türklerin özgür sesi olmaya devam ettiğimizi belirtmek isterim. Nerede olursanız olun, bizlere her zaman ulaşabilir, yaşadığınız sorunları, başarılarınızı ve sevincinizi tüm dünyaya yansıtmaya ve yayınlamaya hazırız. Türk ve Müslümanların sorunlarından ana dili sorununu, ırkçılık ve ayrımcılığın yarattığı huzursuzluğu, başarılı Türk sporcuları, kültürel faaliyetleri, Türk yazarların eserlerini gazete sayfalarında her zaman yer verdik ve vermeye de devam edeceğiz. Bizim geçmişimiz, bugünümüz ve yarınımız birdir. Bu bağlamda bizim bu topraklarda tek istediğimiz huzur içinde dışlanmadan, herhangi bir ayrımcılığa hedef olmadan, ailelerimizle güven içinde yaşayan onurlu vatandaşlar olmak. Bu da demokratik ilkelerden taviz vermeyip dayanışma içinde olup, ele ele verirsek, güç ve söz sahibi oluruz. Bizler nereden geldiğimizi unutmadık, nereye gideceğimizi iyi biliyoruz.
Azınlığın en büyük gücü dayanışmadır. Birliğin ve beraberliğin olduğu yerde zalim diz çöker. Dünümüzden ders çıkaralım, bugünümüzü iyi anlayalım ve yarınımızı iyi kuralım!